The Most Beautiful Girl in The World, Reuben, medya imparatoru babasının tek varisi olarak, kaygısız ve çapkın bir hayat sürmektedir. Babasının reyting ve çöpçatanlık yarışmalarına olan takıntısını her zaman alaya almış, bu dünyanın ciddiye alınacak bir tarafı olmadığını düşünmüştür. Ancak mirasını hak edebilmesi için rahmetli babasının son isteğini yerine getirmesi gerekmektedir: Dünyanın en güzel kızıyla evlenmek.
Başlangıçta bu şart Reuben için gülünç gelse de, kısa sürede işlerin hiç de kolay olmayacağını anlar. Dünyanın dört bir yanından gelen adaylarla dolu bir yarışmanın içinde, güzellik ve zekâ sınavları yapılırken, kendisini beklenmedik olayların merkezinde bulur. Reuben, medyanın manipülatif gücünü ve insanların nasıl kolay yönlendirilebildiğini keşfederken, asıl sorgulaması gereken şeyin yarışmadaki adaylar değil, kendi bakış açısı olduğunu fark eder.
Bu süreçte, güzelliğin yalnızca dış görünüşle sınırlı olmadığını, gerçek aşkın ve değerlerin derinlerde saklı olduğunu öğrenir. Kendi mirasını kazanma mücadelesi, zamanla içsel bir yolculuğa dönüşür. Reuben, hem kendisi hem de medya dünyası için yeni bir başlangıç yaparken, izleyicilere de aşk, değerler ve hayatta gerçekten önemli olan şeyler hakkında düşündürücü mesajlar sunan eğlenceli ve dokunaklı bir hikâye yaşatır.